Küreselleşen dünyada şirketlerin karşısındaki en büyük tehditlerden biri, farkında olmadan terörizmin finansmanına aracı olmaktır. İşte tam bu noktada CFT (Counter Financing of Terrorism – Terörizmin Finansmanıyla Mücadele) kavramı devreye girer.
Basit bir soruyla başlayalım: “Bir şirketin terörizmin finansmanıyla ne ilgisi olabilir?” Cevap düşündüğünüzden çok daha karmaşık. Çünkü terör örgütleri fonlarını yalnızca bireyler veya yasa dışı kuruluşlar üzerinden değil, normal işleyen ticaret kanalları üzerinden de aktarabilir. Dolayısıyla herhangi bir şirket, istemeden bu zincirin halkası haline gelebilir.
CFT’nin Açılımı ve AML ile İlişkisi
CFT, İngilizce “Counter Financing of Terrorism” ifadesinin kısaltmasıdır ve Türkçeye “Terörizmin Finansmanıyla Mücadele” olarak çevrilir.
AML ise “Anti Money Laundering – Kara Para Aklamanın Önlenmesi” anlamına gelir.
Bu iki kavram birlikte kullanıldığında AML/CFT ifadesi ortaya çıkar. Çünkü kara para aklama ve terör finansmanı, genellikle iç içe geçmiş süreçlerdir. Birinde suçtan elde edilen gelir “temizlenir”, diğerinde ise yasal gibi görünen paralar terör amaçlı kullanılmak üzere yönlendirilir.
Şirketler için kritik olan nokta şudur: AML ve CFT süreçlerine uyum göstermek, yalnızca yasal sorumluluk değil, aynı zamanda iş güvenliği ve itibar açısından stratejik bir zorunluluktur.
Terörizmin Finansmanı Nasıl Gerçekleşir?
Terörizmin finansmanı, sanıldığından çok daha farklı yöntemlerle yapılabilir. Üstelik bu yöntemlerin birçoğu, sıradan ticari faaliyetler gibi görünebilir.
- Küçük Ölçekli Bağışlar: Terör grupları, yardım dernekleri ya da vakıflar üzerinden bağış toplayabilir. Bu bağışların bir kısmı, meşru görünümlü olsa da yasa dışı faaliyetlere aktarılabilir.
- Sahte Ticaret İşlemleri: Şirketler arası ticarette sahte fatura düzenlenerek paranın kaynağı gizlenebilir.
- Nakit Akışının Parçalanması: Büyük tutarlı ödemeler yerine, birçok küçük işlem üzerinden para aktarılır. Bu yöntem, denetimden kaçmayı kolaylaştırır.
- Kripto Paralar: Dijital varlıkların anonim doğası, terör finansmanında da kullanılabilmektedir. Özellikle regülasyonların zayıf olduğu bölgelerde bu yöntem öne çıkar.
Bu örnekler, terör finansmanının yalnızca yasadışı yollarla değil, meşru kanallar üzerinden de gerçekleşebileceğini gösterir.
CFT’nin Şirketler İçin Önemi
Birçok yönetici “CFT daha çok bankaların konusu, bizim şirketi ilgilendirmez” diye düşünebilir. Ancak durum tam tersi. Çünkü finansal kuruluşlardan e-ticarete, lojistikten danışmanlık şirketlerine kadar farklı sektörlerdeki firmalar da terör finansmanı riskine maruz kalabilir.
CFT uyumu sağlamayan şirketler şu risklerle karşılaşabilir:
- Yasal yaptırımlar: MASAK tarafından ağır para cezaları ve soruşturmalar
- Finansal kayıplar: Banka hesaplarının bloke edilmesi, iş ortaklıklarının iptali
- İtibar kaybı: Şirketin adının terör finansmanı ile anılması, marka değerini kalıcı şekilde zedeler
AML/CFT Regülasyonları ve Yasal Çerçeve
Türkiye’de MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu), AML ve CFT süreçlerini düzenleyen kurumdur. MASAK, yükümlü şirketlerden şüpheli işlemleri raporlamalarını ve müşteri tanı prosedürlerini eksiksiz yerine getirmelerini talep eder.
Uluslararası alanda ise FATF (Financial Action Task Force) standartları yol gösterici niteliktedir. FATF, terör finansmanına karşı alınması gereken tedbirleri belirler ve üye ülkelerin uyumunu denetler.
CFT uyumunu ihmal eden şirketler yalnızca Türkiye’de değil, global ölçekte de risk altına girer. Çünkü birçok uluslararası banka ve yatırımcı, iş birliği yapacağı şirketlerde AML/CFT uyumunu ön koşul olarak arar.
Detaylı bilgi için AML/CFT Risk Yönetimi sayfamızı inceleyebilirsiniz.
Şirketler İçin AML/CFT Uyum Stratejileri
Peki şirketler bu risklere karşı nasıl korunabilir? İşte en etkili uyum stratejileri:
- Güçlü KYC Prosedürleri: Müşteri kimlik doğrulama süreçlerinin eksiksiz uygulanması.
- Şüpheli İşlem İzleme: Olağandışı transferlerin otomatik sistemlerle tespit edilmesi.
- AML/CFT Yazılımı Kullanımı: Stranas gibi yazılımlar sayesinde işlemleri tek ekrandan izlemek, riskli coğrafyaları ve sektörleri analiz etmek.
- Düzenli Eğitim ve İç Denetim: Çalışanların farkındalık kazanması, uyum kültürünün şirket genelinde yerleşmesi.
CFT ile Uyum Sağlamanın Stratejik Avantajları
CFT uyumu, yalnızca yasal yükümlülükleri yerine getirmek anlamına gelmez. Aynı zamanda şirketlere önemli stratejik avantajlar kazandırır:
- Yatırımcı Güveni: Uluslararası yatırımcılar, AML/CFT uyumlu şirketlerle çalışmayı tercih eder.
- Rekabet Avantajı: Güçlü uyum kültürü, müşteri ve iş ortakları nezdinde güven oluşturur.
- Küresel Pazarlara Açılım: Yurt dışı ortaklıklarda AML/CFT uyumu genellikle ön koşuldur.
Kısacası CFT uyumu, şirketlerin yalnızca risklerden korunmasını değil, aynı zamanda güven ve itibarla büyümesini de sağlar.
Şirketinizi terörizmin finansmanına karşı daha güvenli hale getirmek ve ulusal ile uluslararası düzenlemelere tam uyum sağlamak için Stranas’ın AML/CFT Risk Yönetimi çözümlerini keşfedin. Ayrıntılar için buraya tıklayın.
CFT Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
CFT, “Counter Financing of Terrorism” ifadesinin kısaltmasıdır ve terörizmin finansmanıyla mücadele anlamına gelir.
AML/CFT, kara para aklamanın önlenmesi (AML) ile terörizmin finansmanıyla mücadele (CFT) süreçlerinin birlikte yürütülmesini ifade eder.
CFT uyumu sağlamayan şirketler hem ağır para cezalarıyla karşılaşabilir hem de itibar kaybı yaşayabilir.
Bağışlar, sahte ticaret işlemleri, nakit akışının parçalanması ve kripto paraların kötüye kullanılması terör finansmanında kullanılan yöntemlerdendir.
Şirketler güçlü KYC süreçleri uygulamalı, şüpheli işlemleri raporlamalı ve AML/CFT yazılımları ile riskleri izlemelidir.